3 Şubat 2015

Değişim Deyince…  

Dr. Mahmut Naci ÇUHACI

Konu değişim, değişmek olunca bu konuda artık klişeleşen bir söz geliyor hemen aklımıza “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” Öyleyse bizler de birey olarak değişime, değişmeye mecburuz. Zaman hepimiz için hızla akıp gidiyor ve bu esnada da her şey değişiyor. Her şeyin değiştiği böyle bir ortamda bizler de etkin, üretken ve başarılı olabilmek için bu değişime ayak uydurmak zorundayız. Aksi halde yenilenemeyiz, gelişemeyiz ve ilerleyemeyiz.

Çağımızın farklı şeyler yapabilen, üretken ve değişimi kabullenerek ona ayak uydurabilmiş kimselere çok şeyler vaad ettiğini aklımızdan çıkarmayalım.

Şu anda iyi bir işe ve hayata sahip, hatta çok özel şartlara sahip olabilirsiniz. Yaptığınız işte en iyisi de olabilirsiniz. Ancak, zaman ilerledikçe bulunduğumuz noktada kalır ve daha ileri gitmeyi hedeflemezsek işimizi ne kadar iyi yaparsak yapalım, ne kadar özel bir konumda olursak olalım, belli bir zaman sonra içinde bulunduğumuz durumu koruyamadığımızı görürüz. Bu gerçeği asla göz ardı etmememiz gerekir. Ancak, bu gerçeğin farkında olup onu göz ardı etmemek de yetmeyecektir. Bunun için harekete geçmek de gerekir. Değişimi gerçekleştirmek için harekete geçmek şarttır. “Olmamız gereken şeyi olduğumuz gibi kalarak olamayız” diyor Max de Pree. Başarı için, mutluluk için, daha iyiye ulaşabilmek için değişmesi gereken her şey değişmelidir.

Değişime birey kendinden başlamalıdır. İnsanlara değişimin gerekli olduğu anlatıldığında genellikle ilk yapılan çevremizdekileri değiştirmeye çalışmaktır. Çevremizdeki insanları, içinde bulunduğumuz şartları değiştirmeye çalışırız. Oysa, önce kendimiz değişmeliyiz. Bu konuda çok hoşuma giden bir hikayeyi paylaşmak istiyorum sizlerle;

Bir Anglikon rahibinin mezar taşı üzerinde şu sözler yazılıdır:

”Genç ve hür iken Dünya’yı değiştirmek istedim..Yaşlanıp akıllanınca Dünya’yı değiştiremeyeceğimi anladım. Ben de düşüncelerimi kısıtlayıp memleketimi değiştirmeye karar verdim. Ama bunun da kolay olmadığını gördüm. İyice yaşlandığımda ise son bir gayret ailemi değiştirmeyi denedim ama maalesef bunu da başaramadım. Ve şimdi, ölüm döşeğinde yatarken fark ettim ki, önce yalnız kendimi değiştirse idim, onlara örnek olurdum ve ailemi değiştirebilirdim, belki Dünya’yı bile değiştirebilirdim.”

Kimseyi değiştiremezsiniz ama siz farklı davranarak onların da farklı davranmalarını sağlayabilirsiniz. Bu değişime başlarken son derece etkin ve doğal bir yoldur.

Evet önce bizim değişmemiz gerekiyor. Ama bunun için bir gelişim hedeflememişsek bu çabamız yetersiz kalacaktır. Değişmezsek gelişemeyiz, değişimin asıl amacı da sürekli gelişimdir. Bu iki kavram birbiri ile doğru orantılıdır. Çok geniş anlamda düşünebiliriz bu kavramları. Kişisel gelişim, sosyal gelişim, her türlü maddi ve manevi gelişim… Aslında bu bir anlamda hayatın her alanında güçlü olabilmektir. Kişi değiştikçe gelişir ve geliştikçe değişir.. Bu durum kişisel başarısını arttırdığı gibi çevresini de etkilemeye başlayacaktır. Çevresi de bu değişime duyarsız kalamayacak, değişim ve gelişim için istekli olacaktır.

Değişim elbette bir anda gerçekleşmeyecektir. Bunun için sabırlı olmalıyız. Öncelikle inanmalı, sonra yapılması gerekenleri büyük bir özenle yapmalıyız. Çabamızın sonunda bir çok şeyin olumlu yönde değiştiğini göreceğiz.

Değişimden korkmayın, kendiniz için, çevreniz için, her anlamda gelişiminize katkıda bulunan ve değişin..

Ülke olarak, kamu kurum ve kuruluşları ile özel şirketler olarak uluslararası alanda rekabet edebilmek, insanımızı çağdaş yaşam düzeyine ulaştırmak ve gelecek kuşakları da daha aydınlık yaşam düzeyine hazırlamak için, geleneksel yönetim alışkanlığımızı, anlayışımızı değiştirmek gerekmektedir. Alışkanlığımızı gözden geçirip değiştirmeliyiz. Samsung’un Başkanı Lee Kun Hee’nin dediği gibi “Eşleriniz ve çocuklarınız hariç, her şeyi değiştirin.”

Değişimi önceden gören ve zorlukları, henüz üstesinden gelinebilir haldeyken göğüsleyebilen, rekabete açık hizmet ve ürünleri amaca uygun olarak tasarlayan, üreten ve pazarlayan işletmeler başarılı olabilirler. İşimiz, değişimi yönetmektir, yapamıyorsak, yönetimi değiştirmeliyiz.Çünkü, değişim bir yaşam tarzıdır.

Yazımı yine sevdiğim bir sözle noktalamak istiyorum. “Eğer son birkaç yılda önemli bir fikrinizi değiştirip yenisini edinmediyseniz, hemen nabzınızı kontrol edin; ölmüş olabilirsiniz” G.BURGESS

 

istek, görüş ve önerileriniz için