13 Nisan 2017 naci cuhaci

Ak Parti Siyaset Akademisi ile Diyarbakır’da

Ak Parti Siyaset Akademisi eğitimcisi olarak Dr. M. Naci Çuhacı, Diyarbakır’da “Başkanlık ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” hakkında sunum yaptı.

AK Partinin 12 Şubat 2017 de de Diyarbakır genişletilmiş İl Danışma toplantısı nedeniyle bini aşkın katılımcılara seslenen Dr.Mahmut Naci Çuhacı Mevlana’nın şu veciz ifadesiyle konuşmaya başladı.

“Her gün göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel!
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağızım.
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi YENİ şeyler söylemek lazım.(Mevlana)

Geçmişte yaşanan siyasal krizlerin bir kez daha yaşanmaması için Cumhurbaşkanlığı sistemi, Türkiye’ye özgü bazı düzenlemeler içermektedir.

Başkanlık sistemini uygulayan ülkelerde yaşanan sistem içi krizleri aşmaya yönelik iyileştirme önerilerinden yararlanılmıştır.

Halk tarafından sabit bir süre için seçilen başkanın hem yürütme organının hem de devletin başı olarak görev yaptığı; yasama ve yürütme organlarının birbirinin görevine son veremediği hükümet sistemdir.
İlk defa ABD’nin uyguladığı ve günümüze kadar başarıyla sürdürdüğü bu sistemi, Latin Amerika ülkeleri başta olmak üzere Asya ve Afrika’da çeşitli ülkeler benimsemiştir.

Başkanlık sistemi demokratik düzenin iyi işlemesi açısından yürütmenin iki başlı olduğu diğer hükümet sistemleriyle kıyas konusu edilmekte, çeşitli avantaj ve dezavantajlarla birlikte değerlendirilmektedir
Türkiye’de gerek başkanlık sistemini destekleyenler gerekse bu sisteme karşı çıkanların paylaştıkları görüş,seçim sisteminin çoklu parti sisteminden merkez partilere geçişi sağlayacak biçimde düzenlenmesine ihtiyaç olduğudur. Zira parçalanmış ve ideolojik ayrımların derinleştiği partilerden oluşan bir siyasi yelpaze, bütün hükümet sistemlerinin işleyişini zorlaştırmakta, krizlere neden olmaktadır.

İstikrarlı yönetim:
Başkanlık sisteminde yürütme organına verilen sabit görev süresi, istikrarlı hükümetlerin oluşumuna hizmet eder. Hükümet krizleri yaşanmaz. Parlamenter sistemlere özgü olan ileriyi görememe ve belirsizlik sorunu yoktur. Hükümet istikrarı toplumsal istikrara, dolayısıyla demokrasinin sağlamlaşmasına katkıda bulunur.

Güçlü yönetim:
Parlamenter sistemde parlamentoya karşı sorumlu olan başbakanlara göre, başkan, karar alırken daha fazla inisiyatif kullanabilir. Hızlı karar alabilir ve etkin bir yönetim sağlayabilir.
Güçlü yürütme güçlü devleti doğurabilir. Oysa parlamenter rejimlerde hükümet, bir taraftan yetkilerini cumhurbaşkanıyla paylaşıp diğer taraftan parlamentonun baskısı altında kaldığından, yürütmenin gücü zayıflamaktadır.

Daha fazla demokrasi:
Başkanlık sisteminin daha fazla demokrasi sağlayacağına ilişkin bazı argümanlar vardır. Öncelikle seçmenler muhtemel hükümet seçeneklerini baştan görerek oy verir. Halkın hesap sorma imkanı daha fazladır.
Sorumlunun teşhisi daha kolay hale gelmekte, halkın yeni seçimde bu teşhis ışığında isabetli karar verme şansı artmaktadır.

Kim ne demiş?
Turgut Özal: Parlamenter sistemde denetim yoktur. Oysa başkanlık sisteminde kesin olarak kuvvetler ayrılığı vardır.
Süleyman Demirel: İsterdim ki, Türkiye’de başkanlık sistemini yapalım. Devlet büyük, ülke büyük, halk çok dinamik biz bu ülkeyi idare edemiyoruz. Sistemde değişiklik yapmamız lazım.
Alparslan Türkeş: Tarih ve töremize uygun olarak Başkanlık Sistemi’ni savunuyoruz.
Muhsin Yazıcıoğlu: Başkanlık sistemi ile sistem yeniden düzenlenmeli. İcranın meclis dışına çıkarılması lazım. Biz başkanlık sistemini savunuyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz, 2007 yılında ilk adımı atılan düzenlemeye verdiği destekle, bu yol ayrımında tercihini Cumhurbaşkanlığı Hükûmeti Sisteminden yana kullandığını ilan etmiştir. Nisan ayında milletimizin takdirine, onayına sunulacak olan Anayasa değişikliğine, 10 yıl önce atılan bu adımın tamamlanması olarak bakmak gerekiyor. Milletimizin, o zaman yüzde 69 ile ‘evet’ dediği reformun nihai hedefine ulaşmasını sağlayacak bu değişikliğe de aynı şekilde sahip çıkacağına doğrusu ben inanıyorum” dedi.

BU YENİ SİSTEMLE
*Anayasa değişikliği ile yeni bir hükümet sistemi inşa ediliyor.
*Önerilen yönetim modelinin ismi ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir.
*Bu sistemde yasamayı da, yürütmeyi de doğrudan Millet oluşturmaktadır.
*Kanun yapma tekeli TBMM’ye aittir. Cumhurbaşkanı ve bakanların kanun teklif etme yetkileri yoktur.
*Kanun yapma tekeline sahip olan TBMM, hem çıkaracağı kanunlarla hem de araştırma, inceleme, yazılı soru ve soruşturma mekanizmalarıyla denetim yetkisini daha etkin bir biçimde kullanacaktır.
*Bu sistemde cumhurbaşkanı, Devletin ve yürütmenin başı olacak, yürütmedeki iki başlılık sona erecektir.
*Cumhurbaşkanı, hem Meclise hem de Millete karşı sorumlu hale gelmiş olacak, bir başka anlatımla bu modelde yetki kullanıp da sorumlu olmayan hiçbir makam ve kişi kalmayacaktır.
*Cumhurbaşkanına yasama faaliyeti olarak sadece ‘bütçe ve kesin hesap’ kanunu teklif etme yetkisi tanınmıştır.
*Bugünkü sistemde ‘Bakanlar Kurulu kararı’ yerine işlev görecek ‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ ile cumhurbaşkanına düzenleme yapma yetkisi verilmiş, bunun çerçevesi net bir biçimde anayasada belirlenmiştir. Bu düzenleme tasarrufunun alanı ve sınırları şöyle çerçevelendirilmiştir: –
‘Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’, sadece yürütme yetkisine ilişkin konularda çıkarılabilecek,
*Temel haklar, kişi hakları ve ödevleri, siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemeyecek.
*Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda,
*Kanunda açıkça düzenlenen konularda, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamayacak,
*Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanacak,
*TBMM’nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi hükümsüz hale gelecektir. Bir başka ifade ile; kanun kuralı ile kararname kuralının çekişmesi halinde üstünlük kanundadır.
*Cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisinin kesilmesi zorunluluğu kaldırılıyor. Böylece Partili ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine’ geçilmiş olunacak. Yasağın kaldırılması, siyasal katılım hakkına getirilmiş engelin kaldırılması demektir.
*Cumhurbaşkanı kural olarak sadece 2 dönem seçilebiliyor.
*Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin’ en önemli denetim mekanizması ve demokratik karakteri; kuvvetler ayrılığı ve yürütme ile yasama seçimlerinin mutlak suretle birlikte yapılacak olmasına ilişkin düzenlemedir.
*Vesayet odaklarına karşı demokratik düzen güvenceli hale gelecek.
*Bu sistemle bundan böyle hükümet, kuramama sorunu yaşanmayacaktır.
*Askeri disiplin mahkemeleri dışında askeri yargıya son veriliyor, yargı birliği sağlanıyor.
*Halkın beklentileri hukuk düzenine daha hızlı yansıyacak ve daha etkin bir işleyişe kavuşacaktır.
*Hızlı ve etkili bir yürütme, zaman kaybından kaynaklanan maliyet artışlarını ortadan kaldıracak, kaynak üretimine odaklanmayı sağlayacak, ekonomik büyüme ve kalkınma süreci hızlanacaktır.
*Türkiye, uluslararası toplumda kuşatıcı bir bakış ve duruşla daha güçlü ve etkin bir temsile kavuşacaktır.
*Halkın beklentileri hukuk düzenine daha hızlı yansıyacak ve daha etkin bir işleyişe kavuşacaktır.
*Yapılan düzenleme ile yasama-yürütme-yargı erkleri arasında doğabilecek çekişmeler çözümsüz bırakılmıyor. Her iki organ seçimlerinin birlikte yenilenmesi yöntemiyle Millet hakemliğinde çözüm sağlanıyor.
*Kuvvetler ayrılığı prensibi, bugüne kıyasla daha güçlü bir şekilde hayata geçecektir.
*Bu değişikliklerle hayata geçirmeyi hedeflediğimiz ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ bize özgü, Türkiye’nin dinamikleriyle ve tarihsel birikimiyle uyumlu bir sistemdir.
*Ve nihayet bu sistem AK Parti ve MHP’nin mutabakatıyla hazırlanmış ortak bir tasavvurun ürünüdür.

“Güçlü Türkiye için,
Büyük Türkiye için,
Yeni Türkiye için,
İstiklalimiz ve İstikbalimiz için, anayasa değişikliğine, Cumhurbaşkanlığı Hükûmeti Sistemine ‘EVET’ diyor muyuz?” sorusuyla sunumunu tamamladı.

istek, görüş ve önerileriniz için